İLİŞKİLERDE BAĞIMLILIK

“Onsuz yapamam’”
“Tek başıma yaşayamam”
“Yalnız ben bir hiçim”
“Ayrılık dünyanın sonu gibi”

Bu cümleler aşkın varlığından çok bir bağımlılığın işaretidir. İlişkide var olan bağımlılık sağlıksız olup, hem bağımlı olan kişiye, hem de bağımlı olunan kişiye zarar verir. Bağımlı olan taraf  kaygılı ve depresif olurken, bağımlı olunan kişi de üzerinde bir baskı hisseder.Peki ilişkilerde bağımlılığın kökeni nereye dayanır? Gelin beraber ilişkilerde bağımlılığın temel noktasına bakalım.

İlişkilerde Bağlanmanın Kökeni

Dünyaya yeni gelen bebek bağlanacak ve iletişime geçecek birini arar. Bu kişi de ona bakım veren kişi yani annesidir. Henüz becerilerinin yeterli derecede gelişmemiş olmasından dolayı bebeğin, kendisine bakım veren kişiye bağımlı olduğu görülür, bu bağımlılık sürecinde bakım verenle kurduğu birebir ilişki ise, onun zihinsel ve duygusal gelişimi için son derece önemlidir.

Bu ilişkinin daha derinlemesine incelenmesi ve hem çocuklarda, hem de yetişkinlerde görülen bağlantının kurulmasında temel aşama ise Bowlby  Bağlanma Kuramı’na göre anne ve çocuk arasında kurulan güvenli bir bağlanma ilişkisi çocuğa sağlıklı psikolojik gelişim olanağı sağlar.

Bağlanma süreciyle ilgilenen pek çok kuramcı , kişinin erişkin hayatında diğer insanlarla kuracağı ilişkilerin niteliğini ve insanlardan beklentilerini belirleyenin, bu kişinin yaşamının erken dönemlerinde annesiyle kurduğu bağlanma ilişkisi olduğu kabul eder.

Gelişim dönemlerinin başlangıcında yeterli sevgi ve bakım göremeyen bebeklerin, limbik sistemdeki hücrelerinin yeterli gelişimi gösteremedikleri belirlenmiştir. Bunun sonucunda, bu merkezde anormallikler görülmektedir.Çocuğun duygusal anlamda bağlandığı kişilerden ayrılması sosyal becerilerini de olumsuz yönde etkilemektedir. Bağlanma ilişkisinin niteliği konusunda okul öncesi çocuklarla yapılan çalışmaların sonuçları  incelendiğinde ; güvenli bağlanma geliştiren çocukların yaşıtlarına göre sosyal becerilerinin yüksek, olumlu duygulanımların olumsuz duygularımlara göre daha fazla olduğu, yetişkinlerle işbirliği ve uyum içerisinde bulunabildikleri görülmüştür.

Kişinin ilerideki ilişki biçimlerinin belirlenmesinde yaşamın ilk günlerinde kurulan bağlanma örüntüsünün etkisi tartışılmaz bir gerçektir. Yaşamın ilk aylarından itibaren şekillenen bağlanma ileride karşı cinsiyetle olan ilişkileri ve eş seçimini de etkilemektedir.Öyle ki, erken bağlanma ilişkisinin gelecekteki sevgi ilişkilerinin prototipi olduğu ileri sürülmektedir. Son dönemde gelişimsel araştırmalarda bağlanma kuramı giderek önem kazanmaktadır. Bağlanma, sadece bebeklik dönemini değil, erken çocukluk, geç çocukluk, ergenlik ve erişkinlik dönemlerini de etkilemektedir.

İlişkilerde Bağımlılık

İlişkilerde bağlı olmak ile bağımlı olmak arasında büyük fark vardır. İlişkide bağlılık, kişilerin birey olarak ayrı ayrı var olabildikleri, kendi yaşamları ile ilişkilerini dengeli bir şekilde bir arada sürdürebilme halidir.İlişkilerde bağımlılık söz konusu olduğunda ise, kişilerden biri (bağımlı olan kişi) kendi yaşantısını neredeyse yok sayarak, karşısındaki kişi ile yaşadığı ilişkiye odaklanır ve ilişkinin dengesi kaybolur.

İlişkisine bağımlı olan kişinin özellikleri:

  • Eşi/sevgilisi olmadan tek başına, kendini çok güçsüz ve çaresiz hisseder. Kendisini güçlü kılanın karşısındaki kişi olduğuna inanır.
  • Bağımlı kişiler için mutluluk, ilişkinin iyi gitmesine bağlıdır.
  • İlişkideki en ufak tartışmalar ya da anlaşmazlıklar kişinin yoğun bir üzüntü hissetmesine neden olur.
  • Ayrılık düşüncesi kişide yoğun bir mutsuzluk ve kaygı yaratır.
  • İlişkide her şeyin her koşulda iyi gitmesini bekleyen kişi, sık sık hayal kırıklığına uğrar.
  • Her daim ilginin üzerinde olmasını ister.
  • Kişi aldığı gündelik kararlarda bile tek başına emin olamaz.
  • Karşılaştığı zorluklar karşısında kendini güçsüz hisseder.
  • Tek başına karar vermekte zorlanır. Karar verebilmek için karşısındakinin fikrine ya da onayına ihtiyaç duyar.
  • Terk edilme korkusu ile kendinden ödün verecek şekilde davranabilir.
  • Yalnız kalmaktan yoğun bir korku duyarlar.

İlişkisini bağımlı bir şekilde sürdüren kişinin özgüveninin güçlendirilmesi oldukça önemlidir. Özgüveni geliştirmek için çalışmak ve güçlü tarafları fark etmek gerekir. Bu kişinin kendini unutmadan sağlıklı bir şekilde ilişkisini yürütebilmesini sağlar. Bu da kişinin öz değerini, saygınlığını ve bireyin kendini kabulünü sağlayacak olan psikolojik destek ile mümkündür.

Bağımlıysan Ne yapmalıyım?

  • Öncelikli olarak bağımlılığınızın altında yatan sebebi bulmaya ve bunu açığa çıkarmaya çalışmalısınız.
  • Ortaya çıkardığınız sebebi kabullenmeli, bu sebebi ya da bu sebebin etkilerini ortadan kaldırmaya çalışmalısınız.
  • Kendinize karşı olan olumsuz tutumlarınızla yüzleşmelisiniz. Öz saygınızı arttırmak için kendi güçlü yanlarınızı ve başarılarınızı görmelisiniz. Zayıf yanlarınızı da fark edip onları güçlendirmek adımlar atmalısınız.
  • Problem çözme, atılganlık ve iletişim becerileri konusunda kendinizi geliştirmeli, gerekirse bu konularda eğitim almalısınız.
  • Ayrılık, terk edilme, yalnızlık gibi korkularınızla yüzleşmeli ve bu korkuların üstüne gitmelisiniz.
  • Duygularınızı tanımalı ve duygularınızı yaşamaktan kaçınmamalısınız.
  • Kendinizi iyi hissetmenize yarayacak etkinlikler yapmalısınız.

Unutmayın ilişkiler iki kişi arasında kurulur. Kendinizi yok saydığınız ve ihmal ettiğiniz bir ilişki, ilişki değil esaret olur. İlişkilerinizi de duygularınızı da özgürce yaşayabilmeniz dileğiyle…

 

Bu gönderiyi değerlendir
Yorum yapın