DUYGULARIN DİLİ

Seni seviyorum. Seninle zaman geçirmek beni mutlu ediyor. Seni gördüğümde kendimi kötü hissediyorum. Seni sevmiyorum. Günlük hayatta pek çoğunu birilerine söylediğimiz cümleler topluluğu. Hepsinde bir duygu verilmek istenen bir mesaj var. Peki, o zaman duygularımız bize neler anlatıyor? Birlikte inceleyelim.
Psikolojide duygular 5 temel duygu olarak şöyle ortaya konulmuştur.
- Öfke
- Korku
- Yalnızlık
- Mutluluk
- Üzüntü
Tüm duygularımız tabi ki bunlardan ibaret değildir. Bunların alt başlıkları olarak bir sürü duygu ortaya çıkmıştır.
Bireyler var oluşlarından itibaren duygulara sahiptirler. Bu duyguların onların hayatındaki yerinin farkındadırlar. Bu duyguya neden olan olayın ne olduğunun farkındadır. Bu duyguyu ortaya çıkaran düşünce kalıplarını, duyguyu nasıl yaşayacağının hepsinin farkındadır. İnsanlar duyguları konusunda farkındalık sahibidir.
Duyguyu ne kadar yaşamak istediğinin kararını kişi kendisi varır. İster duyguyu dibine kadar yaşayıp o duygunun hakkını vererek yoluna devam eder ya da bastırmaya çalışır ama bilmez ki aslında bastırmaya çalıştığı duygu ona uzun zamanda daha büyük kayıplarla döner. Ben olaya hep şöyle bakıyorum. Bir konuda duygum var ve ben o duyguyu yaşamaktan zevk alıyorsam gidebileceğim en son noktaya kadar duyguma sahip çıkmalıyım. Bu duygu eğer üzüntüyse de o duygunun hakkını vermeli duygunun yaşanmasına izin vermeliyim. Çünkü psikolojide her yarım bırakılmış şey hayatınızda bir iz bırakır. Buna Gestalt terapide bitirilmemiş işler denir. Bitirilmemiş işlerle hayata devam etmek yerine o an ne yaşamak gerekiyorsa onu yaşamak daha doğru geliyor.
Duygular düşüncelerden farklı olarak bütün bedensel tepkileri içerirler. Duygular hem beynin limbik sistem olarak isimlendirilen bölümüyle hem de bedenin otonomik sinir sistemiyle ilişkilidir. Duygusal olarak heyecanlanıldığında kalp atımının artması, nefesin hızlanması, terleme hatta kızarma ve titreme gibi bedensel tepkiler hissedilmektedir. Utandığımızda, mutlu olduğumuzda bedenimiz bu duygulara yönelik fizyolojik tepkiler vermektedir.
Çevremizde bazı olaylar yaşanır ve bu çevremizdeki olayların algılanması, yorumlanması biçimlerinden ve kişinin kendi içsel düşünce süreçlerinden, kendi kendine konuşmalarından, hayallerinden, anılarından ortaya çıkarlar. Duygularımızı oluşturan şeyler birazda yaşantılarımızla ilgili olabilir. Bazen bir eşyayla aranızda kurduğunuz ilişkide eşyayı gördüğünüzde üzülme ya da sevinme etkisi yaratabilir.
Duygular genellikle bulaşıcıdır. Sevdikleri birini ağlarken gören insanlar kendilerini üzgün hissetmeye hatta ağlamaya başlayabilmektedir. Kimi zamanda başka birinin heyecan ve coşkusundan etkilenilebilmektedir. Kaygı ya da korkuya eğilimli insanlar genellikle çevrelerindeki insanların duygularından söz etmelerine duyarlıdırlar. Bu kişilerin başkalarının duygularını paylaşmaya daha az eğilimli olmayı ve kendi duygularına rahatça dokunabilmeyi öğrenmeleri gerekmektedir.
Duygu Yönetimi Nedir?
Duygu Yönetimi, psikolojide duygu düzenleme olarak adlandırılır. Birçoğumuz sevinç, mutluluk, huzur gibi pozitif duyguları sahiplenirken kaygı, öfke, hayal kırıklığı gibi duyguları görmezden gelmeye, onlardan hemen kurtulmaya çalışıyoruz.
Oysaki olumlu ya da olumsuz tüm duygular varlığımızın hayati bir parçası ve her birinin hayatta kalmamızı sağlayan görevleri var.