BİTMEYEN ÇİLE : Ağrıyan Dişler

Kimimizi gece uyandıran ve bir daha uyutmayan, kimimizi en sevdiğimiz tatlıyı yerken yakalayan, sıcak soğuk demeden ne içersek içelim o keskin ağrı ile hoplatan dişler… Aslında suçu da pek onlarda bulmamak gerek. Günde iki kere 3’er dakikadan fırçalanan, diş ipini-gargarasını kullanan bakımlı dişlerde genelde bu sorunlar çok nadir rastlanmaktadır.

Sonuç: Ağız hijyeni ve bakımı temel neden ve sorun… Bazen üşenip gece fırçalanmayan dişler, sabahları 30 saniye fırçalanan ağızlar, pas geçilen dil, arka dişlerin macundan muzdarip kalması…

Peki dişin geri dönüşü var mıdır? Kanal tedavisi ne kadar sürer? Tekrar ağrır mı? Kanal tedavisi yapılan dişin ömrü ne kadardır? Bunun gibi birçok cevabı bilimsel dayanak alarak kısaca cevaplamaya çalışalım o vakit.

Öncelikle diş hekiminize muayene olmadan bu yazının herhangi bir anlamı ve teşhis açısından bir değeri yoktur. Yukarıdaki rahatsızlıklarınızdan biri ya da başka bir şikayetiniz bulunmaktaysa lütfen doktorunuzun reçete etmediği hiçbir antibiyotik ilacı kendi başınıza kullanmayınız. Doktorunuzun verdiği antibiyotiği de kullandıktan sonra daimi tedavisi için mutlaka randevularınıza sektirmeden gidiniz. Ne yazık ki birçok hasta ‘ağrım ne de olsa geçti, ağrıyınca bir daha giderim.’ düşüncesiyle randevularına gelmemektedir. Şikayetleriniz bazen küçük/büyük bir dolgu restorasyonuyla geçebilirken kimi zaman da kanal tedavisine gitmektedir. Buradaki en vahim durum, çoğu hasta endodontik tedavi(kanal tedavisi) maddi yönden pahalı geldiği için dişin çekimi seçeneğine yönelmektedir. Halbuki o dişin çekimiyle ortaya çıkacak boşluğu doldurmanın ileriki dönemde maliyet açısından hastaya daha fazla yansıyabilmektedir. Unutulmamalıdır ki; kanal tedavisi diş hekimliğinde en incelik gerektiren, uzun süren bir tedavi seçeneğidir. Genellikle işin uzmanı olan endodontistler tarafından yapılmaktadır.

Kanal tedavisi kabaca; çürük veya travma gibi nedenlerle dişin kök kısmında bulunan sinirin (pulpanın) iyileşemeyecek düzeyde zarar gördüğü ya da öldüğü durumlarda, dişin içindeki sinirlerin alınması, diş köklerinin içindeki kanalların şekillendirilip mikroorganizmalardan arındırılması ve sonrasında genişletilmiş kanalların doldurulması ile sonlanan bir tedavi yöntemidir. Daha sonra dişin üst kısmına madde kaybına göre hekiminizin uygun gördüğü dolgu, porselen kron gibi restorasyonlar yapılır ve dişin estetik ve fonksiyonel olarak devamlılığı sağlanır. Ağızda kanal tedavisi yapılarak kalan diş, o bölgede ölü ama en azından kendi dişiniz olarak kullanmaya devam edebilecek duruma getirilir.

Aslında kanal tedavisi dişin çekiminden önce dişe son şansını veren bir tedavidir. Uygun şartlarda yapılan bir kanal tedavisi sonucunda diş uzun yıllar ağızda fonksiyon görebilir. Ancak kanal tedavisi yapılmış dişler doğal dişlerden daha kırılgan hale gelmektedir. Bu yüzden tüm tedavi sonucuna yüzde yüz başarılı olacak gibi bakamamaktayız. Düzgün ve kurallarına göre yapılan bir kanal tedavisinin başarısı ortalama %85-90 arasındadır (Hasta faktörleri durumu değiştirmektedir.)

Kanal tedavisi duruma göre tek seans veya birden çok seans sürebilir.

Hastalar tarafından yanılgıya düşülen diğer bir durum ise; ’Bir daha hiç ağrım olmayacak.’ düşüncesi. Seans aralarında veya tedavi bitiminde ağrınız olması normaldir. Tedavi bittikten bir süre dişinizin üzerine bastırdığınızda ağrınız olabilir, o bölgeye bu dönemde yükletmekten kaçınabilir, ağrı kesici kullanabilir, geçmez ise hekiminize başvurabilirsiniz.

Unutmayınız ki hiçbir tedavi %100 başarılı diye garanti edilmez. Tedavi başarısı diş hekiminiz ve sizin aranızdaki destekleyici prosedürler sayesinde artmaktadır.

Ve son olarak unutmayınız ki; hekimlerimiz de insandır, onlar da hatalar yapabilir, yanlış kararlar verebilir. Hiçbir hekim kötü sonuçlanacak bir tedaviyi uygulamak istemez..

Karşılıklı saygı ve hoşgörünün olduğu nice ağrısız, sızısız mutlu günlere 🙂

(Not:Bu bilgilendirme yazısı Türk Diş Hekimleri Birliği resmi sitesi baz alınarak yazılmıştır.)