Boşanma Süreci

BOŞANMA

Boşanma, eşler arasındaki hukuki, duygusal ve cinsel birlikteliğin tamamen sona ermesidir. Toplumsal yaşamda meydana gelen değişimler, boşanma oranlarının artışında önemli bir neden olmaktadır. Günümüzde boşanmaların artmasında, kadının ekonomik bağımsızlığının artması, aile yapılarının değişmesi, yasal olarak boşanmanın geçmişe oranla kolaylaştırılması ve toplumun boşanmaya ilişkin yargılarının değişmesi gibi nedenler etkilidir. Türkiye’de boşanmaların yaklaşık yarısı, evliliğin ilk beş yılı içerisinde meydana geliyor. Bu sebeple Türkiye’de ilk beş yıl, evlilik için kritik yıllar olarak ifade edilebilir.

Boşanmanın kadınlar üzerindeki etkileri

Boşanan kadınların yaşamındaki değişiklik erkeklerinkine göre daha farklıdır. Boşanan kadınların her biri farklı sorunlar yaşamaktadırlar. Belki de bu nedenle toplumda kadınlar bir sürü soruna, aldatılamaya, şiddete rağmen devam ettirmeye çalışırlar.

Boşanan kadının en büyük sorunu, toplumun ona bakış açısıdır. Her     sosyo-ekonomik sınıfta bu en önemli sorun olarak karşımıza çıkar. Boşanmış kadın bu sorunlarla baş etmeye çalışırken; iç dünyasında yaşadığı yalnızlık duygusu, özgüven kaybı, gelecek kaygısı, yeni tanışacağı kişilere güvenmekle ilgili sorunlar, depresyon, baskı altında hissetme, toplumun bakış açısıyla baş etme, uygunsuz talepler ve tacizlerle mücadele, yükünü oldukça artırır. Bu süreçte alacağınız kararlar yeni hayatınızı şekillendirecektir. Bu nedenle acele etmeden kararlar alın. Çalışmayan kadınların iş bulması önemlidir. Böylece kendine güveni artacaktır. Eski eşe ait evde eşya bulundurmayın, bu geçiş sürecini hızlandıracaktır. Uzun zamandır değerlendirmediğiniz kendi kuvvetli yanlarınıza odaklanın. Evliliğiniz boyunca yapmak istediğiniz ancak zaman bulamadığınız aktivitelerle ilgilenin. Ailenizle mutlaka görüşün, onların desteğini almak önemlidir. Yakın arkadaşlarınızdan uzaklaşmayın. Onlarla mutlaka   görüşün. Yeni insanlarla tanışmaktan çekinmeyin. Yeni ilişkilerde sınırlarınızı ve kurallarınızı kendiniz belirleyin. İlişkilerde aceleci davranmayın. Egzersiz yapın, bu hem beden hem de ruh sağlığınıza iyi gelecektir. Alkol ve sigaradan uzak durun. Sağlık problemlerinize özen gösterin. Eski eşinizin hayatınıza müdahale etmesine izin vermeyin. Ruh haliniz uzun süre kötü gidiyorsa mutlaka bir psikiyatristten yardım alın.

Boşanmanın erkekler üzerindeki etkileri

Bilinenin aksine boşanmalardan erkekler kadınlara göre daha fazla etkileniyor. Belki evlilik kurumu erkeğe daha fazla konfor sağlıyor ve bunu kaybetmek onlar için daha güç. Boşanma sonucu erkeklerin sadece üçte biri kendini daha özgür hissetmiş ancak çoğunluk kendini sıkıntılı hissediyor. Erkekler boşandıklarında; mal paylaşımı nedeniyle, ekonomik olarak sıkıntıya girebiliyorlar. Bununla birlikte kadının ev içindeki rolü nedeniyle kendi hayatını devam etmekte erkekler için güçlükler oluyor. Eğer erkek ayrıldıktan sonra yalnız yaşıyorsa; ev düzenini kurması, yemek, temizlik, bulaşık ve ütü gibi konularda oldukça zorlanıyor. Boşanma sonrası yeni kararlar alırken aceleci olmayın, çünkü bu kararlar sizi yaşam boyu bağlayacak olabilir. Eşten ayrılma kişide yas oluşturabilir. Bu nedenle ilk dönemlerin zor olacağı akılda tutulmalıdır. Eski eşinize ait eşyaları evinizde bulundurmayın. Çocuklarınızla mutlaka görüşün ve onlarla iyi zaman geçirin. Bu durum hem size hem de çocuklarınıza duygusal açıdan iyi gelecektir. Evinizde bir düzen kurmaya özen gösterin. Bu sizi iyi hissettirebilir. Alkol, uyuşturucu ve sigaradan uzak durun. Yalnızlık bu alışkanlıklara bulaşmak için bir neden olabilir. Sağlığınıza mutlaka özen gösterin. Egzersiz yapın, hem ruhsal hem de fiziksel açıdan kendinizi iyi hissedersiniz. Depresif hissediyorsanız mutlaka bir psikiyatrist ya da bir psikologdan yardım isteyin. Yeni insanlarla görüşmekten çekinmeyin. Ancak yeni bir evlilik için aceleci olmayın. Eski eşinizin hayatına müdahale etmeyin. Eski eşinizin sizle ilgili üzücü konuşmalarına ve müdahalelerine izin vermeyin.

Boşanmanın çocuklar üzerindeki etkileri

0-2 yaş grubu: Bu dönemde çocuklarda ağlama nöbetleri, kilo artışında durma, boy uzamasında durma, hırçınlık, oyuncaklarına karşı ilgisizlik görülebilir.

3-6 yaş grubu: Bu dönemde çocuk kendisini ailenin merkezine koyar. Olan bu olumsuzluktan kendini sorumlu hisseder. Dolayısıyla bu dönemde  kendini suçlayabilir. Parmak emme, tırnak yeme, hırçınlık, öfke nöbetleri, uyku ve iştah sorunları, inatçılık, tuvalet eğitiminde sorunlar ve depresyon gibi belirtiler görülebilir.

7-12 yaş grubu:  Boşanma durumu, çocuğa açıklıkla anlatılmalıdır. Bu yaş grubunun özelliği artık sosyalleşmiş olup, okul hayatı başlamıştır. Boşanmadan sonra mutlaka öğretmenine bilgi verilmelidir. Bu dönemdeki boşanmalarda okul başarısında düşme, hırçınlık, arkadaş ilişkilerinde bozulma, içe kapanma, dikkat dağınıklığı görülebilir.

Ergenlik dönemi:  Bu dönem farkındalığın en yüksek olduğu dönemdir. Ancak gene de davranış bozuklukları, anneye ve babaya düşmanca tutum, ders başarısında düşme, evden kaçma, kızgınlık, öfke nöbetleri, arkadaşlarıyla sorunlar, sigara ya da uyuşturucu kullanımı olabilir.

Boşanma Kararı Alan Ebeveynlere Öneriler

  • Boşanma kararını anne ve baba birlikte söylemeliler.
  • Çocuğun bu karara tepki vermesi doğal karşılanmalıdır.
  • Anne baba çocuğa karşı açık ve dürüst olmalılar.
  • Çocuklarına, kendilerinin ayrı yaşayacaklarını ancak anne ve baba sorumluluklarının ve ona karşı sevgilerinin devam edeceği sözü verilmelidir.
  • Bundan sonraki yaşam şekli, ne zaman ve kiminle görüşeceği sade bir şekilde anlatılmalıdır.
  • Mümkünse önemli günlere boşanmış anne ve baba birlikte katılmalılar.
  • Boşanılan eşe çocukla mesaj gönderilmemelidir.
  • Boşanılan eş hakkında çocuğun yanında konuşulmamalıdır.
  • Boşanan çiftlerden birisinin devam eden bir ilişkisi varsa, onu çocukla tanıştırma konusunda acele etmemelidir.
  • Çocuğunuzu karşı taraftan bilgi alması yönünde kullanmayın.
  • Boşanma nedeniyle çocuk ebeveynlerinden birine yaptıramadığını diğerine yaptırmak isteyebilir. Bu konuda boşanmış ebeveyn tutarlı davranmalıdır.
  • Bütün bunlara rağmen, davranış sorunları oluşmuşsa onu mutlaka bir psikiyatriste veya psikoloğa götürmelidir.

     

Bu gönderiyi değerlendir
Yorum yapın