Kaygı Bozukluğu

Zaman zaman hepimiz hayattaki bazı durumlar karşısında kaygılı hissederiz. Fakat gündelik hayatımızı sıkıntıya sokmayan, işlevselliğimizi bozmayan, bize zararı dokunmayan kaygılarımızı normal olarak nitelendirilebiliriz.

Fakat kaygılarımız önünü alamadığımız şekilde artmışsa ve genellenmiş bir şekilde çoğu durumdan kaygı duymaya başladıysak ,bu düşüncelerimizi kontrol etmekte zorlanıyorsak ,uzun zamandır hemen hemen her gün bu durumu deneyimliyorsak  ‘kaygı bozukluğunun’ varlığından söz edebiliriz. Bunun yanında kaygının vücudumuzun verdiği bir bedensel tepki olduğunu bilmeliyiz. Kaygı durumlarında beden bize ‘ bir sorun var’ uyarısı yapmaktadır. Bunun akabinde  bedenimizde fizyolojik tepkiler oluşur. Bunlar; gerginlik,sinirlilik,uykusuzluk,baş ağrısı,mide ağrısı,odaklanamama gibi tepkiler olabilir.

Özellikle içinde bulunduğumuz korona virüs dönemde gerek aldığımız aşırı tedbirler gerek uygulamamız gereken bir takım yönergeler olduğu için çoğu insanı etkilemekle beraber normal yaşantısında da kaygılı olan bireyleri daha çok etkileme eğilimindedir. Hepimizin bu tip süreçler de etkilenmesi ve kaygılanması olasıdır.Fakat bunu uç boyuta taşıyıp aşırı kaygılı şekilde davranmak ve bunu hayatımızın her alanına yaymak sonraki süreçlerimiz de de kaygı bozukluğu sıkıntısı yaşamamıza sebep olabilir.

Kaygı Bozukluğunda Neler Yapılmalıdır? Ne Zaman Yardım  Alınmalıdır?

Kaygının düşünce yapımızdan gerçekleştiğini ve kaygılarımızı yönetenlerin olaylar ve durumlar değil bizim kendi  düşünce yapımız olduğunu fark etmeliyiz. Benzer olaylara farklı insanların  farklı şekilde tepki vermesi de düşünce yapılarımızda ki farklılıktan kaynaklanmaktadır. Bir olayı kaygı haline getiren o olay değil ona yüklediğimiz anlamdır. Fakat bazen bunun farkında olsak da kaygılanmaktan vazgeçemeyiz.

Örneğin danışanlarımdan şu cümleleri çok duyarım; ‘’uçağın düşmeyeceğini biliyorum ama yine de korkuyorum’’ ya da ‘’kapalı yerlerde başıma bir şey gelmez evet  ama ben yinede gitmek istemiyorum’’. Bu gibi kaygılarımız hayatımızı kısıtlar ve sınırlar konuma getirir. Ve kaygı duyulan durumların çemberi bir süre sonra o kadar genişler ki siz bir bakıma her şeyden kaçınan ve kaygı duyan konuma gelebilirsiniz. Bu yüzden kaygılarla yüzleşmek onların üzerine gitme onlarla baş edebileceğinizi bilmek bizim için önemlidir.

Kaygı bozukluğu sizi yoran kısıtlayan ve hayat kalitenizi düşüren bir rahatsızlıktır. Hayatınızı büyük ölçüde olumsuz olarak etkiliyorsa mutlaka tedavi edilmelidir. Bireyin kaygısına bağlı olarak bir tedavi planı oluşturulmalıdır. Bu tedaviler psikoterapi süreci, psikofarmokolojik destek, gevşeme ve nefes alma teknikleri, stres yönetimi gibi tekniklerdir. Bireyin kaygısına uygun teknikler seçildikten sonra tedaviye başlanmalıdır. Çoğu zaman kendinizde bu tip belirtileri gördüğünüz de alacağımız profesyonel bir destekle kaygı bozukluğu geçebilmektedir.

                                                                                                                   Psikolog & Aile Danışmanı

                                                                                                                       Gizem Tutku Yaşar

Bu gönderiyi değerlendir
Yorum yapın