BAĞLANMA: ROMANTİK İLİŞKİLER

Bağlanma davranışı, çocuk ile bakım veren kişi arasında doğumla başlayan ergenlik, yetişkinlik gibi yaşamın daha sonraki dönemlerinde de devam eden ve sosyo-duygusal gelişimi etkileyen bir süreçtir.
Peki, İlk Bebeklik Döneminde Bakım Verenin Önemi Nedir?
Bağlanmanın sağlıklı bir şekilde gelişebilmesi için bakım verenin fiziksel temasının yanında iletişimi, temel ihtiyaçları karşılama hızı, güvenli bir ortam oluşturması gibi başlıca faktörler önemlidir. Bu süreç bebekte güven duygusunun oluşmasına neden olur. Fakat bakım veren bu süreci iyi yönetemezse, ilk temel ilişki de ortaya çıkan aksamalar bağlanmayı olumsuz etkiler. Bebek ileri ki yaşamında bu ilk deneyimi genelleyip içsel bir model oluşturarak hayata karşı olumlu veya olumsuz bir tutum oluşturmaya başlar. Başlangıçta anneyle kurulan bu ilişki daha sonra eş, akran gibi yakın ilişkileri de etkiler. Örneğin, yapılan bir boylamsal çalışma da bir yaş civarında güvenli bir bağlanma yaşayan bebeklerin 20 yıl sonra romantik ilişkilerde de güvenli bağlanma yaşadıkları belirlenmiştir ( steele ve diğerleri, 1998). Çocuklukta yaşanılan bağlanma tarzlarının etkisiyle bireylerin yetişkinlikte gözlemlenen üç tip bağlanma stilini incelediğimizde:
- Güvenli Bağlanma: Güvenli bağlanmaya sahip olan bireyler ilişkilerinde daha uzun ömürlü, sağlıklı ve daha fazla doyum sergilemektedirler. Bu yetişkinler sadakate önem verip tek gecelik ilişkileri daha az yaşadığı görülmektedir. Ayrıca bu kişilerin öz saygıları, öz yeterliliği ve duygularını kontrol etme düzeyleri yüksektir. Bu yüzden bu bireyler stresli ve can sıkıcı durumlarda daha sağlıklı baş etme stratejileri kullanıp partnerine destek verici davranışlarda bulunur.
- Kaçınmacı Bağlanma: Bu yetişkinler romantik ilişkilere girmekten kaçınır ve partnerinde kendini uzak tutmaya çalışır. Genellikle ilişkilerinde kıskançtırlar ve duygusal gelgitler yaşamaktadırlar. Bağlanma figüründen ayrılan kaçınmacı bağlanan bireyler bağlanma fazla bir tepki vermezler ve tekrar bir araya geldiklerinde bağlanma figürüyle yakınlık kurma davranışı göstermezler.
- Kaygılı Bağlanma: Kaygılı bağlanan bireyler de terk edilme kaygısı, kıskançlık ve reddedilme korkularına sahiptirler. Bu bireyler bağlanma figüründen ayrıldıklarında yoğun kaygı, öfke yaşarlar, bir araya geldiklerinde rahatlama yaşamazlar ve partnerinden kopma zorluğu yaşanır.
Kaygılı biri kaçıngan birisiyle ilişki yaşadığında birbirlerini mutsuz etme olasılıkları yüksektir. Bunun nedeni kaçınan partnerin uzaklaşma ihtiyacı ile kaygılı partnerin yakınlık ihtiyacı ilişki de sorunlar yaşanmasına neden olmaktadır. Kaygılı-kaçıngan çiftler birbirlerini eleştirdiklerinde kötü muamele ve şiddet söz konusu olmaktadır. Her iki partnerinde kaygılı bağlanmaya sahip olması ilişki de memnuniyetsizlik, karşılıklı suçlamalar ve reddedilmeler gözlenmektedir.
BETÜL GÜLER / PSİKOLOJİ LİSANS ÖĞRENCİSİ